Avustralya'daki bir Türk Jokeyinin başarı öyküsü: Omerick AY


Bugüne kadar çok sayıda Türk
ün, yurtdışındaki başarı dolu yükseliş öyküsünü okumuşsunuzdur. İşte birazdan okuyacağınız bu röportajda, İstanbul'dan tek başına kalkıp Avustralya'ya giden 17 yaşında bir Türk gencinin, bu ülkede 10 yıldır verdiği onurlu yaşam mücadelesini okuyacaksınız. Hem çalışıp hem de Türk gençliğini en iyi şekilde temsil eden Ömercik Ay, bütün apranti adaylarına örnek olacak.

 

                                                                                                             

Adı Ömercik Ay, Siirt'li bir anne ve babanın tek erkek evladı. Ona Avustralya'da "Omerick" ya da "Omer" diye sesleniyorlar. 

 

 

Ömercik Ay, 2003 yılında Ekrem Kurt Apranti Eğitim Merkezi'nden mezun olmuş. O zaman birlikte okuduğu isimler arasında son yılların başarılı jokeyi Akın Sözen de var. Mezun olduktan sonra, 2004 ve 2005 yıllarında İzmir ve İstanbul'da toplam 7 defa at binmiş.
 

Hikayenin devamını Ömercik nam-ı diğer Omerick'in ağzından dinliyoruz.  "Mezun olduktan sonra İzmir'e gittim ve sezon tamamlanınca İstanbul'a geldim. Sürekli çalıştırdığım bir at vardı. 3-3,5 ay boyunca onun herşeyiyle ilgilendim. 17 yaşımdaydım ve kafamda bu ata binmek vardı. Maalesef tecrübesiz görülüp bindirilmedim. O gün yurtdışına gitmeyi kafama koymuştum. Bir sabah idmanda Avustralya için idman jokeyi arayan Brenda Mc Donough hanımla tanıştım. Semih Öz ağabeyim de bana bu konuda çok yardımcı oldu" 


Avustralya günleri başlıyor

 


David Hayes ve Craig Williams

 

Ömer'in kaderi o günden sonra değişir. Avustralya'ya gittiğinde ona hangi antrenörü istediğini sorarlar. Yarım yamalak İngilizcesiyle "Very  Big Stable" (en büyük eküri) der. Ve uzun yıllar hem eğitim alacağı hem de çalışacağı, Avustralya atçılığının 1 numarası David Hayes'in çiftliğinde işe başlar. Yes, no ve hello dışında ingilizce bilmeyen genç Türk Aprantisi, çalışkanlığı ve başarıları ile David Hayes ve ekibinin gözüne girer. 2 yıl kadar hem çalışıp, hem de Adelaide'da bulunan apranti okulunda eğitimine devam eder. 
 

"Orada çalışıp da sorun çıkarmayan olunca çok seviliyorsun. Ben oraya 1-2 sene çalışayım döneyim diye gitmedim. Bu yüzden yaptığım herşeyde % 100'ümü vermeye gayret ettim. Bu da benim sevilmemde en büyük etkendir. Öyle ki 150 atımız vardı ve ben akşamları da kalıp 60-70 tane atın üzerine çul (blanket) koyardım. Çünkü orada atlar yaz, kış dışarıda kalır. Hayes de her akşam arabasıyla gezerdi ve beni görürdü. Atlar hep dışarıda kalır, kışın bile soğuk suyla yıkanırlar. Hayes'in evlerinin arkasındaki bahçede çocukları top oynardı. Ben de çocuklarıyla top oynardım. Böylece kaynaştık.  Ekürinin baş jokeyi Craig Williams'dı. Bana çok yardımları olmuştur. Ben aprantiliğe çok hızlı başladım. Bazen günde 2 yarış kazanırdım. Küçük çaplı kupalı yarışlar da kazandım." 


David Hayes: Boss 


"Avustralya'nın en önemli antrenörü olan David Hayes benim hayatımda çok önemli bir yere sahiptir. Kendisine "Boss" derim. Oturma iznim için gereken 15 bin doları bile o vermiştir. Bunun sayesinde, 2009 yılının 21 Eylül'ünde at binmeye başladım. Patron için ilk bindiğim at Aladah'tır, onunla ikinci oldum. 1 hafta sonra bindiğim atla da ilk birinciliğimi kazandım. Şu anda toplam 97 birinciliğim var. Bu sene düştüm, belimden sakatlık geçirdim ve 9 ay at binemedim. 2011 yılının başlarında da dirseğimden sakatlanıp uzun süre at binemedim. Bu benim çıkışımı engelledi. Yoksa şimdi çok daha iyi yerlerde olacaktım. Sakatlık sonrası ilk yarışımı kazandım. Patron Hayes bana artık zamanı geldi dedi ve Melbourne'e gidip at binebileceğimi söyledi. "

 

Sakatlık beni tekrar Adelaide'a döndürdü, Aralık'ta jokeyim…


Aprantilik Avustralya'da 4 yıl sürüyor sonrasında tamamlanınca otomatikman jokey oluyorsun yani yarış sayısı vs. gerekmiyor. Orada aprantiler 17 yaşında at binmeye başlıyor ama ben eğitimi tamamlayıp 22 yaşımda ancak at binebildim. Kazandığın yarış sayısına göre kilo indirimi alıyorsun. Şu anda sakatlık sonrası mecburen bireysel olarak Adelaide'da at biniyorum ve aralık ayı başında jokey olacağım. 

 

Eğitim yıllarım…


Okuldan mezun olmadan önce 7-8 atlı deneme yarışları yapılır ve bunun sonucunda yapılacak değerlendirmede yeterli görülürsen apranti olursun. Gerekirse 20 deneme yarışında daha at bindiriliyor. Ben aynı deneme yarışlarını çalıştığım çiftlikte yaptığım için tecrübeliydim. Orada bunları taylar yarışlara hazırlansın diye özellikle yapıyorlar. Zaten arazi de buna müsait. 

 

Avustralya'da Zağma'sız yarış kazanan tek jokey


Avustralya'da ilk ve tek Zağma'sı olmadan yarış kazanan benim. Daha önce bindiğim ve ikinci olduğum Barigan Boy'la Morphettville'de
 
yarış koşacaktım. Eyer'imi ayarlayıp verdim. Herşey yolunda idi. Ben yarışı kazanacağıma inanıyordum çünkü atımı tanıyordum. Padokta ve starta gidene kadar hiç bir sorun yaşamadım. Antrenörümden de aldığım taktikle starta girdim. Starttan çıkar çıkmaz zağma boşaldı. Nasıl olduğunu bilmiyorum, eyerden çıktı. O kayınca ayağım boşa çıktı. Hemen diğer ayağımı da çıkarıp saldım ve dengemi sağladım. Dizlerimle atı sıkıp son viraja kadar iterek teşvikle önde geldim. Son 200'de favori olan at beni geçti ama ben kamçıyı çekip atımın da son bir gayretiyle yarışı kazandım. Bu Avustralya'da çok ses getirdi. Gazetelerde ve  Televizyonlarda Ana Haber bültenlerinde haber oldu.  Hatta ABD'de bile haber oldu, çok ses getirdi.      Yarışı izlemek için tıklayınız…. 

 

Kaydı yapılan herkes binme parası alır


Avustralya'da 402 hipodrom var. 6 eyalet var. Melbourne'da 45'e yakın hipodrom var. Ancak bunların hepsinde açık yarış yapılmıyor. Genellikle atların masrafları çıksın diye yarışlar yapılıyor. Büyük hipodromlar var bütün önemli yarışlar buralarda koşuluyor. Bizim ekürinin fiili olarak yarış koşan her sene 150 atı vardı. Ayrıca çok hisseli atlar da oluyor bunların idmanı için günlük 110 dolar alınıyor. Ben apranti olduktan sonra hem idman maaşı hem de mont (% 5) alıyordum. Avustralya'da jokeyin kaydı yapılırsa, ister deklare olsun koşsun ister koşmasın 150 dolara yakın para alır. Bazı yarışlarda 200-250 dolar bile olur.  Şu an Avustralya'da benim dışımda at binen, İbrahim Gündoğdu, Bülent Muhçu ve Raşit Yetimoğlu var. Hepsi de gayet iyi gidiyor. Bizler en iyi şekilde işimizi yapmaya ve Türk gençliğini en güzel şekilde temsil etmeye çalışıyoruz.

 

Gençler yurtdışına gitmeye korkmasın 

 


İlk gittiğimde İngilizcem iyi olsaydı, mesleğimde çok daha başarılı olabilirdim. Tabi sakatlıklar da engel oldu. Onun için buradan gidecek kardeşlerime tek tavsiyem ingilizcelerini ilerletmeleridir. Yurt dışına açılmak isteyen ve oralarda at binmek isteyen kardeşlerim hiç korkmasınlar hele ki Avustralya'da ben ve arkadaşlarım gereken her türlü yardımı yapmaya hazırız. Benim bu duruma gelmeme sebep olan, Türkiye'deki ve Türkiye Jokey Kulübü'nde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.